Chapter 1:

Ch 1- An innocent child and an unjust God.

Canhıraş


It was the princess's 5th birthday party. Every part of it was shining brightly. Many nobles and wealthy merchants were invited to the party and enjoyed the fun. They were chatting, bargaining and having fun with their drinks in hand. Except for one person. He is a rather frail looking boy, about 1.55 m tall, with mostly white hair with a bit of gray on top. He was about 12 years old.


This boy was sitting alone, taking a sip of his drink with a sad expression on his face. He realized that there was a person coming towards him. He set his glass down on the table, stood up and started walking away. But luckily, that person had reached his side, grabbed his arm, and started tugging until he was away.


"Oh my, isn't that the infamous Heir Eren Manaz?" he said sarcastically, emphasizing the Disgraced Heir. Eren heard a small chuckle around him. He was angry but didn't respond. He didn't really care anymore, having been treated this way for two years.Eren said calmly, "How can I help you, Mr. Teeffo?" Teeffo was very annoyed by Eren's soulless expression and lack of response. However, he tried not to show it too much. (He wasn't very good at this.) "Huh, what can I ask from someone like you who can't even do magic properly?!" he said in an angry voice. "You're so weak after all."


Eren suddenly turned pale. He could take any insult, but he certainly couldn't bear to be called weak. A terrible expression appeared on his face. He was spreading a huge amount of killing intent. Ordinary nobles and merchants lost consciousness under this pressure, and the guards and knights were stunned. It was news of what had happened, as the king and princess had not yet arrived at the party hall. Within five seconds, Eren regained control and stopped his killing intent. Then he took his drink from the table. After another sip, he set the glass down and quietly left the party hall.


*2 month ago*


Eren had hardly slept that night. He was extremely excited and nervous. He had turned 12. As with any child, he would go to church and have his magic measured. When children reached the age of 12, they were blessed by the god and received a certain amount of magic power. The magic power they received could not be changed in any way.


He left his room and went to his mother. He had a huge smile on his face. "Mom, I'm going to be very strong, right?" ' Eren said naively. "Of course, you will become a very powerful wizard and a knight like your father." replied her mother. The innocent smile on Eren's face got bigger.They had come to the church. In front of them was a long line and many children. The queue was finally approaching the end, and there was only one person left in front of him. That boy slowly stepped onto the platform, folded his hands, and prayed to God. Then he placed his left hand on the crystal ball. Some light came out of the sphere and a number appeared in the air, "1000". The smile on the boy's face disappeared in an instant, replaced by a terrifying sadness. A tear or two fell from his eyes. Trembling, he went to his family. He started to cry like a newborn baby hugging his mother.


"Don't be sad son..." his mother said in a shaky voice, "having 1000 mana isn't that bad..." The boy was aware that his mother was trying to calm him down. Trying to be strong, "You're right mom. I'll do my best!" she cried. Of course, he knew that it was just a silly dream. It was impossible for someone with 1000 manias to become a powerful mage or knight. No matter how much he improved himself, he would never reach his goal.


After Eren saw the state of that child, all his joy was gone. He was extremely frightened and anxious. "Don't worry son. You won't be like that kid!!" said Eren's father. She gathered her courage and stepped onto the podium. He took a deep breath, calmed himself, and clasped his hands together. He began to pray to God. Then he parted his hands and took another deep breath. His hands were trembling and he was thinking of all kinds of possibilities. He barely lifted his right hand and placed it on top of the crystal. Some light emanated from the crystal. Some writing appeared in the air. "250 -Skill- Reverse effect."


Turkish Version:

Prensesin 5 yaş partisiydi. Her taraf ışıl ışıl parlıyordu. Pek çok soylu ve zengin tüccar partiye davet edilmiş eğlencenin keyfini çıkarıyorlardı. Ellerinde içecekleri ile sohbet edip pazarlık yapıyor ve eğleniyorlardı. Bir kişi hariç. Yaklaşık 1.55 boyunda, üstünde biraz grilik olan çoğunlukla beyaz saçlı, oldukça zayıf görünümlü bir çocuk. Yaklaşık 12 yaşında idi.

Bu çocuk tek başına oturmuş içeceğin den bir yudum alıyordu yüzünde kederli bir ifade ile. Kendine doğru gelen bir kişi olduğunu fark etti. Kadehini masaya bıraktı, ayağa kalkıp oradan uzaklaşmaya başladı. Ama ne şanstır ki uzaklaşana kadar o kişi yanına ulaşmış kolunu tutmuş ve çekiştirmeye başlamıştı.

"Amanın, Bu kişi Rezil Varis Eren Manaz değil mi?" dedi, alaycı bir tonla ve Rezil Varis'i vurgulayarak. Etrafında küçük bir kahkaha sesi duydu Eren. Sinirlenmişti ama bir karşılık vermedi. İki yıldır bu şekilde muamele gördüğü için artık pek umursamıyordu.

Sakın bir tavırla konuştu Eren "Size nasıl yardımcı olabilirim Bay Teeffo?" Teeffo Eren'in ruhsuz yüz ifadesini ve her hangi bir tepki vermemesine çokça sinir olmuştu. Ancak bunu pek belli etmemeye çalışıyordu.(Bu işte pek iyi değildi.) "Hıh, senin gibi daha doğru düzgün büyü bile yapamayan birinden ne isteyebilirim ki?!" dedi kızgın bir sesle. "Sen sonuçta çok güçsüzsün."

Eren'in bir anda beti benzi attı. O her türlü hakareti kaldırabilir ama kendine güçsüz denmesine kesinlikle katlanamazdı. Yüzünde korkunç bir ifade belirdi. Etrafa devasa miktarda öldürme arzusu yayıyordu. Sıradan soylular ve tüccarlar bu baskının altında bilincini kaybetmiş, korumalar ve şovalyeler neye uğradıklarını şaşırdılar. Kral ve prenses parti salonuna daha teşrif etmedikleri için olanlardan bir haberlerdi. Eren daha beş saniye geçmeden kontrolünü geri kazandı ve öldürme arzusunu durdurdu. Ardından masadan içeceğini aldı. Bir yudum daha içtikten sonra kadehi yerine bıraktı ve sessizce parti salonundan ayrıldı.

*2 ay önce*

Eren o gece nerdeyse hiç uyuyamamıştı. Aşırı derecede heyecanlı ve gergindi. 12 yaşına girmişti. Her çocukta olduğu gibi o da kiliseye gidip büyü gücünü ölçtürecek ti. Çocuklar 12 yaşına geldiklerinde tanrı tarafından kutsanır ve belli bir miktar büyü gücü alırlardı. Aldıkları büyü gücü hiçbir şekilde değiştirilemezdi.

Odasından çıktı annesinin yanına gitti. Yüzünde devasa gir gülümseme vardı. "Anne ben çok güçlü olacağım değil mi?" dedi Eren saf bir şekilde. "Tabiki, baban gibi çok güçlü bir büyücü ve bir şovalye olacaksın." diye cevap verdi annesi. Erenin yüzündeki masum gülümseme daha da büyüdü.

Kiliseye gelmişlerdi. Önlerinde uzun bir sıra ve pek çok çocuk vardı. Sıra en sonun da erene yaklaşmıştı önünde sadece bir kişi kalmıştı. O çocuk yavaşça kürsüye çıktı ellerini birleştirdi ve tanrıya dua etti. Ardın sol elini kristal kürenin üstüne koydu. Küreden bir miktar ışık çıktı ve havada bir sayı belirdi "1000". Çocuğun yüzündeki gülümseme bir anda kayboldu ve yerini dehşet verici bir üzüntü aldı. Gözlerinden bir veya iki damla yaş aktı. Titreye titreye ailesinin yanına gitti. Annesine sarılmış bir şekilde yeni doğmuş bir bebek gibi ağlamaya başladı.

"Üzülme oğlum..." dedi annesi titrek bir ses tonu ile "1000 manaya sahip olmak o kadarda kötü değil..." Çocuk annesinin onu sakinleştirmeye çalıştığının farkındaydı. Güçlü olmaya çalışarak "Haklısın anne. Elimden geleni yapacağım!" diye haykırdı. Tabikide bunun sadece saçma bir hayalden ibaret olduğunu kendiside biliyordu. 1000 manya sahip olan birinin güçlü bir büyücü yada şovalye olaması imkansızdı. Kendini ne kadar geliştirse de asla hedefine ulaşamayacaktı.

Eren o çocuğun halini gördükten sonra tüm neşesi kaçtı. Aşırı dercede korkmuş ve tedirgindi. "Merak etme oğlum. Sen o çocuk gibi olmayacaksın!!" dedi Eren'in babası. Cesaretini topladı ve kürsüye çıktı. Derin bir nefes aldı kendini sakinleştirdi ve ellerini birleştirdi. Tanrıya dua etmeye başladı. Ardından ellerini ayırdı ve derin bir nefes daha aldı. Elleri titriyor aklından bin bir türlü ihtimal geçiyordu. Sağ elini zar zor da olsa kaldırdı ve kristalin üstüne koydu. Kristalden bir miktar ışık çıktı. Havada bir miktar yazı belirdi. "250 -Yetenek- Ters etki." 

epicene
icon-reaction-4