Chapter 5:

Ch 3 - Tur - Kral

Canhıraş


Eren gözlerini yavaşça açtı. Oldukça rüzgar esiyordu ve gözünü ışık alıyordu. "Belli ki dışarıdayım" diye düşündü Eren. Bulunduğu duruma bir anlam veremedi. Hafiften doğruldu ve yattığı yatağın yan tarafına doğru baktı. Gözleri fal taşı gibi açılmıştı. Yüzlerce metre yüksekteydi herhalde. Devasa bir taşın üstüne inşa edilmiş bir ağaç ev gibiydi. Kafasını diğer tarafa çevirdiğinde Rengarenk bir sürü kuş gördü. Her biri oldukça büyüktü, kolaylıkla bu ağaç evi yıkabilecek gibi görünüyorlardı. Ancak Erenin asıl dikkatini çeken hemen onların yanındaki adamdı.

20li yaşlarda gibi görünüyordu. Adamın saçlarının siyah olduğunu sanmıştı Eren, Ancak saçına güneş çarpınca hafi parladı ve aslındaki renk yani lacivert gözüktü. Saç rengi o kadar koyuydu ki siyaha benziyordu.

Yataktan kalktı ve adamın üzerine doğru yürümeye başladı Eren. Kendini kurtaran kişi oydu. Bunu anlaması hiç te zor değildi. Adamın önüne kadar gitti ve eğildi. Ardından yüksek bir sesle "Beni kurtardığınız için teşekkürler." diye haykırdı.  

Adam bu duruma oldukça şaşırmış gibi görünüyordu, elini Eren'in kafasına koydu ve iç çekti. Eren kafasını kaldırdı ve "Adınızı öğrenebilir miyim acaba efendim?" diye sordu. Adam yüzündeki sakin bir ifade ile cevapladı "Atik, adım atik".

Belli bir süre önce**

Devasa bir kale, ancak tamamen sessiz bir odası hariç. Atik taht odasındaydı iki abisiyle beraber. Abileri tartışıyorlardı ancak Atik onların arasına girmek istemediği için sadece onları izliyordu. Ardından odanın devasa kapısı açıldı ve İçeriye babaları girdi. Bir anda gözden kayboldu, Hem atik hem de abileri ne olduğunu anlayamadan arkalarından bir ses duydular: "Benim odamda ne yaptığınızı sanıyorsunuz." Bu ses babalarına aitti. Tahtına oturmuş ve elini çenesine koymuş bir şekilde onları izliyordu. Onlar daha ne olduğunu bile kavrayamamışlardı ancak babaları tahtına geçmişti bile. O tamamen farklı bir seviyedeydi.

Daha uzun boylu olan abisi yani Ray konuşmaya başladı. "Baba, sen de bu şekilde düşünmüyor musun?" dedi, yüksek bir ses ile. Ve devam ettirdi: "Siz-" Ancak sözü yarıda kesildi. Babası elini havaya kaldırmıştı "sus" anlamında.  

Ardından üçü de devasa bir baskı hissetti. Kendi istekleri ile olmadan dizleri üzerine çöktüler. "Siz kimsiniz?" Diye sordu babası Ray'e. Sesinde devasa bir küçümseme vardı. "Sizin oğullarınız." diye cevap verdi Ray. Babasının yüzü ekşidi. Ardından bir soru daha sordu: "Ben kimim?" Babamızsınız diye cevap verdi Kem. (Atik'in diğer abisi.) Hiçbir tereddüt olmadan. Ardından Tekrar sordu babaları "Ben kimim?". Her harfinde devasa bir küçümseme ve ağılık vardı bu basit cümlenin. Üç oğlu da bir anda ecel terleri dökmeye başlamıştı.  

Söyleyecek hiçbir cevapları yoktu çünkü ne derlerse desinler babalarının karşı çıkacağı belliydi. Atik başını yavaşça kaldırdı. Aslında bu oldukça zordu, babasının üstlerinde kurdu psikoloji baskı onları oldukça etkiliyordu. Abileri kafalarını yerden kaldıramıyorlardı. Kısık bir ses ile "Kralımız, Tüm dünyanın kralı." diye cevap verdi. Babası yüzünde hafif bir sırıtma ile ayağa kalktı ve Atik2in yanından geçerek çıkışa kadar yürüdü. Tam çıkmadan önce ise "Küçük kardeşinizi örnek alın." Diye ekledi.

Canhıraş